İsveç doğumlu Greta Garbo (1905–1990), 1930’ların en büyük gişe yıldızıydı. Sessiz filmlerden sesli filmlere başarılı bir biçimde geçiş yapan az sayıdaki sanatçıdan biriydi. Otuz altı yaşında emekli olduğundan kariyeri nispeten kısa sürmüştü. Buna karşılık ekran ışığı ve sinema perdesi dışındaki gizemli yaşantısı nesiller boyunca sinema severleri büyülemeye devam etti.
Stockholm’de doğan Garbo’nun asıl adı Greta Lovisa Gustafsson’du. Efsanevi Hollywood yapımcısı Louis B. Mayer tarafından keşfedilmeden önce çeşitli Alman ve İsveç filmlerinde rol almıştı. İlk sözleşmesini MGM ile yaptı ve 1926 yılında ilk üç filmini çekti: The Torrent , The Temptress ve Flesh and the Devil.
Olağanüstü güzelliği ile Garbo, hızla ünlü bir sessiz film yıldızı haline geldi. Ona “İsveç Sfenksi” deniliyordu. İskandinav aksanı, MGM’in 1930 yılına kadar onu sesli filmlerde oynatmasına mâni olmuştu. Bu tarihte Eugene O’Neill’in Anna Christie oyunundan yapılan bir uyarlamada rol aldı. Rolüyle fazlasıyla adından söz ettirmişti. Öyle ki, MGM filmi tanıtırken “Garbo Konuşuyor” sloganı ile bir reklam kampanyası başlatmıştı.
İsveç kökenli, yorgun bir Amerikan fahişesini canlandırırken sinema tarihine geçen ilk sözlerini söylemişti: “Bir viski ver bana, bir de zencefilli gazoz. Hadi bakalım cimrilik yapma.” Aksanıyla ilgili endişeler yersiz çıkmıştı. Gırtlaktan konuşması sadece gizemli ve şuh havasının daha da artmasına yarıyordu. 1930’lar boyunca, Büyük Buhran yaşanıyor olmasına rağmen her film için 500 bin dolardan fazla aldığı söyleniyordu.
Bütün ünlü film replikleri içerisinde belki de en ünlü olanı, en iyi film dalında Oscar alan Grand Hotel (1932) filmindeki sözleridir. Filmde Rus bir balerini canlandıran Garbo, “Yalnız olmak istiyorum” der. Bu cümle Garbo’nun ömrünün geri kalan kısmında, özellikle 1941 yılında emekliye ayrılıp sessiz bir hayat sürmeye başladıktan sonra yankılanmaya devam edecektir.
MGM’in “Garbo Gülüyor” sloganı ile piyasaya sürdüğü klasik romantik komedi Ninotchka (1939) Garbo’nun son önemli performansıdır. Tam dört kez en iyi oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilmişse de ödülü kazanamamıştır. İki yıl sonra, son filmi olan Two-Faced Woman ’ın (1941) ardından emekliye ayrılır.
Sonraki elli yıl boyunca hiçbir röportaj vermemiş, kamuoyundan uzak durmuştur. Buna rağmen seksen dört yaşında ölene dek efsanesi büyümeye devam etmiştir.
1- Garbo “Flesh and Devil”in başrol oyuncularından John Gilbert’le 1926 yılında nişanlanmıştır. Ancak son anda evlenmekten vazgeçer. Hiçbir zaman evlenmeyen Garbo’nun biseksüel olduğu düşünülmektedir.
2- MGM tarafından çekilen son sessiz film olan “The Kiss”de (1929) başrol oynamıştır.
3- 1954 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’nda Garbo “Yaşamış en güzel kadın” olarak geçmektedir.
4- 1955 yılında Oscar Onur Ödülü almıştır.
Greta Garbo’nun film arşivi için tıklayınız.