“Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor. Komünizmin hayaleti.” Karl Marx (1818–1883) ve Friedrich Engels’in (1820–1895) 1848 yılında yayınladıkları Komünist Manifesto bu sözlerle başlıyordu. Bu eser 19. ve 20. yüzyılın en güçlü politik hareketlerinden birine kaynaklık edecekti. Marx ve Engels eserlerini yayınladıkları sırada komünizm, Alman felsefesinin zor ve anlaşılmaz metinleri ve bir dizi başarısız isyanla ilişkilendirilen marjinal bir hareketti. Bir yüzyıl sonra ise bu düşünce, dünyanın büyük bir kısmında hakim hale gelecekti.
Komünistler, 19. yy Sanayi Devrimi’nin derin eşitsizlikler yarattığına inanıyorlardı. İşçiler yoksulluk içerisinde yaşarken fabrikatörler ve girişimciler muazzam kârlar elde ediyorlardı. Komünistler, kapitalizmin büyük bir servet yarattığına ama burjuvazinin bunu işçilerle paylaşmak istemediğine inanmışlardı. Bunun yerine sahip oldukları güçlü pozisyonu korumaya çalışıyorlardı. Marx ve Engels çözümün üretim araçlarının işçiler tarafından kontrol edilmesi olduğunu ileri sürdüler. Onlar kurulmasını istedikleri bu sisteme “proletarya diktatörlüğü” adını vermişlerdi. Burjuvazi gönüllü bir biçimde teslim olmayacağına göre şiddetli bir devrimin yaşanması bu idealin hayata geçebilmesi için zorunluydu. Komünistler sadece kapitalizme değil aynı zamanda emperyalizme ve dine de düşmandılar. Marx’ın gözünde din “halkların afyonu” idi. Karşıtlarının gözünde komünizm, Batı yaşam tarzına karşı doğrudan bir meydan okuma olarak görülmüştür.
19. yy Avrupa’sının yoksulluk koşulları ve sosyal çalkantıları nedeniyle komünizm çok sayıda taraftar buldu. Marx’ın manifestosunun yayılmasından birkaç yıl sonra komünizm hızla yaygınlaştı. 1917 yılındaki Rus Devrimi ile komünistler fikirlerini hayata geçirme imkanına kavuşmuş oldular. 20. yy boyunca komünizm ve kapitalizm arasındaki büyüyen mücadele dünya politikasını biçimlendirdi. Özellikle kırk yıllık Soğuk Savaş döneminde… Çin gibi birkaç ülke halen ismen komünist olsa da, bu ideoloji Sovyetler Birliği’ndeki “işçi cenneti”nde yaşanan hayatın korkunçluğunun dünyaya yansımasının ardından eski cazibesini yitirmiştir.
1- Marx en çok “Komünist Manifesto” ve üç ciltlik “Kapital” adlı eseri ile tanınmaktadır. Diğer taraftan uzun yıllar gazetecilik yapmıştır. Aralarında “New York Daily Tribune” gazetesinin de bulunduğu çeşitli İngiliz ve Amerikan gazetelerinde yazıları yayınlanmıştır.
2- Komünizm büyük zaferini Rusya’da kazanmış olsa da Marx ve Engels bu ülkeyi geri ve az gelişmiş olarak değerlendirmişler. Komünist geleceğin ABD’de kurulacağını düşünmüşlerdir.
3- Marx komünist felsefenin Marksizm olarak adlandırılmasından hoşnut değildi. “Ben Marksist değilim” dediği ileri sürülmektedir.
Karl Marx ‘ın Kapital eserini görmek için tıklayınız.