Metafizik, gerçekliğin –ne vardır ve o neye benzer– en genel araştırma konusudur.
İlk soru – ne vardır? – metafiziğin bir alt alanı olan ontoloji (varlık felsefesi) ile keşfedilir. Ontoloji şunu sorar: Her şey madde olarak mı vardır yoksa ruhlar gibi maddi olmayan şeyler var mıdır? Sayılar ve kümeler gibi soyut matematik nesneleri var mıdır? Ontoloji aynı zamanda şunları da sorar: Herhangi bir şey için var olmak ne anlama gelir? Varlık, kızıl olmak gibi, bazı şeylerin sahip olduğu ve diğerlerinin sahip olmadığı bir özellik midir? Varlık, her şeyin toplamı mıdır, yani öyle ki var olmayan hiçbir şey olamaz mı? Eğer varlık kızıllık gibi bir özellikse, ne tip bir özelliktir? Atların var olduğunu ama tek boynuzlu atların var olmadığını söylediğimde, tek boynuzlu atları inkâr ederek atlar hakkında ne söylüyorum?
Metafizik aynı zamanda şeylerin özellikleri ve ilişkileri hakkında ikinci tip bir soru da sorar. Örneğin, sayılar varsa, bunlar zaman ve uzayda var mıdır? Rastlantısal olarak mı var olurlar; yani var olmayı başaramadılar mı yoksa var oluşları sona mı erdi?
Birçok filozof, şeylerin iki çok genel türü – özleri ve özellikleri – olduğuna inanan metafiziğin bir ilkesini paylaşır. Özler sıradan anlamda nesneler, özellikleri ise özlerin olma şekilleridir. Örneğin, bir gömlek bir özdür, gömleğin rengi ise onun bir özelliğidir. Pek çok metafizik soru, öz ve özellik mefhumundan kaynaklanır.
Filozofların uzunca zamandır sordukları bir soru, özelliklerin bireysel mi yoksa genel mi olduğudur. Özelliklerin genel olduğunu söylemek, kırmızı olan herhangi iki şey için, diyelim bir gömlek ve bir gül için, her iki şey tarafından örneklenen kırmızılık denen tek bir özelliğin var olduğu anlamına gelir. Örnekleme, bir öz ve bir özellik arasındaki ilişkiyi tarifeden felsefi bir ifadedir. Özelliklerin bireysel olduğunu söylemek, iki farklı özelliğin – gömleğim tarafından örneklenen kırmızılık ve gül tarafından örneklenen kırmızılık – olduğu anlamına gelir. Ve bu özellikler mükemmel bir biçimde birbirlerine benzerler.
Ek Bilgiler:
1- Metafizik, adını Aristoteles’in yazdıklarını ilk düzenleyenlerden alır. Bu temalar, Aristoteles’in “Fizik” adlı eserinden sonra gelen kitabında incelenmektedir. Kitabın kendine özgü bir başlığı olmadığından, Aristoteles’in metinlerini düzenleyenler bu kitaba – Yunanca “fizikten sonra” anlamına gelen – Metafizik adını vermişlerdir.
2- Bizim şimdi “metafizik” dediğimize Aristoteles sadece “ilk felsefe” dedi.